19.9.09

Harun Aydın Söyleşisi


Öncelikle merhabalar, forum kullanıcılarımız tarafından oylanan anket sonucunda ilk söyleşimizde, haftanın söyleşisinde sizi yani Harun Aydın’ı konuk etmekten sevinç duyuyoruz. Teklifimizi kırmadığınız için teşekkür ederiz. İlk sorumuzla başlayalım.

-Kimdir Harun Aydın? Ne iş yapar, nasıl bir yaşamı vardır,iş ve tribün yaşantısı dışında neler yapmaktan hoşlanır?..bunlarla başlayalım isterseniz söyleşimize..Kısacası sizi tanıyalım.

- 1972 Bursa doğumluyum. 90-94 yılları arasında turizm ile uğraştım. O yıllar Bursadan ve Bursaspordan uzak kalmak, dışarıdan takip etmek içimde bir çok hasreti biriktirdi. İzmir-Selçuk, Kuşadası ve Fethiyede çalıştım. Aydınspor ve Göztepe maçlarına giderek bu özlemi bastırmayı denedim. O zamanların Aydınsporu Fenerbahçeye istanbulda 6 atan takımdı ve bir çok futbolcusu da Bursaspordan gelmeydi. Kaleci Eseri Aydınspor kalesinde gördüğümde Bursa Atatürk stadını hayal ederek izledim maçları. Yolda 16 plakalı araç gördüğümde içimde oluşan hisleri anlatamam. Gurbet böyle bir şey olsa gerek derdim. Şu an uluslararası havayolu taşımacılığı yapan bir şirkette çalışmaktayım. Yaklaşık 14 yıldır bu işi yapmaktayım. Eğer bir şirkette sorumluluk alıyorsanız artık sizin mesai saatinizin bir önemi kalmıyor demektir. Sabah 8 akşam 5 memur zihniyeti ile çalışmanız mümkün olmuyor. Kendime kalan kısa zamanlarda ise kitaplar okuyorum, dostlarımla sohbetler ediyorum, onlarla birlikte yeni projeleri düşünüp nasıl yapabilirizleri tartışıyorum. Bu projelerin olurluluğunu hayal etmek bana büyük bir haz veriyor. Hayal etmek çok önemli arkadaşlar. Hayal etmezseniz geleceği göremeden bugünü yaşarsınız. Günlük yaşamayın, hayalleriniz ile geleceği yaşayın. Unutmayın ki insan dünyada hayal ettiği müddetçe yaşar.


-Bursaspor ve Teksas tribünü ile tanışmanız nasıl olmuştur peki? Yıllardır Teksas tribününde yer alan birisi olarak yaşanmış çok anınız vardır, yaşadığınız en ilginç veya komik anılarınızdan birisini bizlerle paylaşır mısınız?

- Bursaspor ile tanışmam babam ve amcam sayesindedir. ilk deplasman maçım mesela 6-7 yaşlarında henüz ilkokula başlamamıştım, istanbulda Beşiktaş maçı. Amcamla birlikte gitmiştim. 2-1 yenilmiştik. ilk golü Bursaspor atmıştı. o anı anlatamam.. hala gözlerimin önündedir. Beşiktaşlıların içinde oturuyoruz, amcam çok ağır işitir. onun yüzüne bakarak konuşursanız sizi anlar. Gol oldu, amcam fırladı yerinden ayağa ama nasıl seviniyor, bir anda bütün tribünler bizim tarafa döndü. Amcam herkesin kendisine dönüp baktığını farkedince eliyle tüh be dercesine bir hareket yapıp yerine oturdu. Bense içimdeki yeşil beyaz kazak görünürse endişesi ile korkarak oturuyorum. derken beşiktaşın golü geldi tüm tribünler ayakta deliler gibi bağırıp seviniyorlar amcam ise yüzünü iki elinin arasına almış dokunsanız ağlayakmış gibi bir ifade ile oturduğu yerden hiç kalkmıyor. Maçı 2-1 kaybettik. O gün ben Bursasporlu oldum diyebilirim. Teksası tanımam ise ortaokul yıllarıma denk gelir. Mahalle arkadaşım Mürsel ile birlikte gittiğimiz deplasmanlarda tanıdım Teksası. O yıllar deplasmana gidenler eski santral garaja giderler ve oradan inegöl seyahat yazan otobüsler ile deplasmana giderlerdi. Bunu dışında da mahalle aralarından kalkan otobüsler olurdu. Bizim de mahallemize yakın kalkan otobusler vardı ama bizim oradan otobuse binmemiz goze alamayacagimiz bir tehlikeydi. Çünkü Mürselin babası da benim babam da bizi nerede bulacaklarını çok iyi bilirler ve bizi o otoıbuslere daha binmeden yakalayabilirlerdi. Bu yüzden santral garajın keşmekeş kalabalığı içerisinde kaybolmamız daha uygundu. Aslında kaçkez yakayı eleveriyorduk da sağolsun otobüsteki abiler bizi idare ediyorlardı. Biz otobüse biniyorduk bir bakıyorduk Mürselin babası otobüse doğru geliyor hemen arka kapıya doğru bgitmeye başlıyorduk.. Eğer otobüse binecek gibi ise arkabeşlinin arkasına girip battaniyeyi atıyordu abiler üzerimize biz de otobüsün hareketi ile oradan çıkabiliyorduk. Çok deplasmana Mürselle beraber o şekilde gidebildik. Yine o yıllara yakın bir anıyı paylaşayım siz sormuşken.. Meclis kararı ile 1.lige geri döndüğümüz sene. Kocaelispor ile deplasmanda oynayacağız ben yine Mürselle birlikte bindim otobuse Kocaeliye gittik. Maçı kazanmış Bursaya geri dönüyoruz, otobüs pür neşe.. Ön koltuklardan birden bir ses yükseldi ''Helal Olsun, helal olsun, En büyük asker bizim asker'' herkes otobüs camlarında.. Bir baktık nöbet tutmakta olan bir asker başındaki miğferi çıkarmış nöbet kulseinde miğferi yere vurarak çılgınlar gibi seviniyor. O an o askerimizin mutluluğunu görseniz inanın ağlardınız. Bu takım o askerimize tarif edilemeyecek bir mutluluk yaşatmıştı. hediyelerin belki de ona o an en büyüğünü vermişti..

-Senelerdir Teksas tribününün içinde yer alan bir kişi olarak ve bir taraftar sitesi yöneticisi olarak Teksas tribünün geçmişi ile bugününü karşılaştırırmısınız, anlatırmısınız biraz o günleri ve bugünlerden farklarını. Efsane Teksas ruhunun yavaş yavaş kaybolduğu görüşüne katılıyormusunuz?

- Geçmiş ile bugünü karşılaştırmak aslında mantıksızdır. Neden? Çünkü geçmişin şartları ile bu günün şartları birbirinden çok farklıdır. Teksas her zaman şartların gereği gerekenleri yapmıştır. Sabahlamal dönemin şartları gereğiydi şimdi ise gerek duyulmamaktadır çünkü gereksizdir. Ama Teksasın kaybolan bir değeri var aslında bana göre bugünün tribünlerinde.. Mesela eskiden Teksas maça özel o an maç esnasında bir besteyi anında yaratırdı. ve birden sanki tüm tribünler bunu aylarca söylemiş de biliyormuşcasına o tezahürat bir anda yayılırdı. Şimdi öyle bir tezahürat üretilemez oldu. Ben bunun en son örenğini stad konusunda Olacak o kadar tezahüratının başlamasında ve sonrasında çıkan diğer tezahüratlarda görür gibi oldum. Başkada göremedim. oysa ki eskiden neredeyse her maçta buna benzer anlık tezahüratlar çıkardı. Bunu kaybettiğimizi görüyorum. Mesela eskiden tüm teazhüratları belli bir yerden başlatılır ve bütün tezahüratlar oradan girilirdi. herkes de buna uyardı şimdi ise herkes kendi kafasından ya da kendi gurubundan bir şeyler yapma peşinde. Oysaki Teksas bir grup değildir bir tribündür. İçerisinde elbette ki guruplar olacaktır ama her nedense tüm guruplar kendi guruplarının Teksasa sahip çıkacağı ya da yönlendireceği görüşü ile tezahüratlarda bütünlük yerine onu bu bşalttı bunu bu başlattı diyerek susmayı tercih ediyor ancak tribün sesi güçlenirse tezahürata giriyor. Eski Teksas ile şimdiki Teksasa görsellik açısından bakarsanız şu an tribünler daha güzeldir. Eskiden bir moda olmuştu neredeyse yabancı takım atkılarını tribünde taşımak şimdi ise bu yok ama atkı kültürünü Türkiyeye öğreten bir Teksas var. Bir çok arkadaşım bile maçlara gelirken bir yerine 2 atkı ile geliyor. Neden diyorum diyor ki bunu Timsahlar yaparken sallarım bu da boynumde asılı dursun.. Atkısız Teksasa gelen Teksaslı değildir imajı var artık. Hemen hemen herkes maça gelirken şimdi ya formasını giyiyor ya da üzerine yeşil renkte birşeyler giyiyor bu şimdiki Teksasın en güzel yönlerinden biri. Artık dünyada bir çok şey değişti elbette Teksas da günün şartlarını takip edip gerekenleri yapacaktır. Bu yüzden Teksaslılık ruhunun yok olması mümkün değildir. Radikalin ilk kurulduğu zamanlarda tribünde sürekli kavgalar ile insanlar Teksastan bıktırılmış ve ne yazık ki Teksas bir avuç insan kalmıştı ama o zamanlarda bile Teksası yok edemedi kimse. O bir avuç insan yine şimdi dönüp baktığında 5 bin kişiyi görüyor. Radikal bana göre hataydı ama Tsc farklı.. Tsc keşke hiç yerinden dağılmasadı orada kalsaydı ve Teksas ile Tsc karşılıklı şovlarına devam etselerdi.

-Peki, tribünde bulunduğunuz dönem içerisinde, daha genel soracak olursak Bursaspor’u takip ettiğiniz dönemler içerisinde en beğendiğiniz başkan kimdir? İcaatları, yaptıkları, Bursaspor’a kattıklarıyla hangi başkanı beğeniyorsunuz,beğeniyordunuz?

- Ben şüphesiz Cavit Çağlar derim. Aldığımız en büyük kupa onun başkanlığı zamanına denk gelmektedir. Aslında Çağlar başkanken biz son yıllarımızda hep küme mücadelesi veren bir takımdık ki kupayı aldığımız sene kümden düşmemize rağmen statü gereği kupayı aldığımız için ligde kaldık. Oysa ki başarı diye bakarsak bir çok insan Murat Gülez döneminin kadrosunu başarılı bulacaklarını söyleyeceklerdir. Çağlar vizyon yaratabilen bir başkandı, güçlüydü. Sedat3 ler Bahtiyarlar diye söylediğimiz bir beste var hani.. o efsane kadronun başkanıydı çağlar.. Belki lig sıralamalarında hiç bir zaman istenilen yerlerde değildik ama Bursaspor isminin istanbul kuluplerinin korkulu rüyası olduğu gerçeği vardı tüm Türkiyede.. Bursaya gelip puan almak istanbul takımları için çok çok zordu o dönemler.. Bence Çağlar Bursaspor başkanlığını erken bırakıp tam da başarıları yakalayabilecek yıllara gelmişken en büyük hatayı yaptı. Fenerbahçe başkanlığı adaylığında ismi medyada yer aldı. Keşke bu tür söylemlerde bulunmasaydı ya da bu tür haberlere izin vermeseydi. Eğer kulüp başkanınız Türkiyede etkin bir isim değilse yaptırım yapabilecek bir güce sahip değilse şampiyonluklarınız hep yarınlara kalır. Neden istanbul ve trabzon dışında bir şampiyon çıkartamıyor bu ülke? hatırlayalım kısaca, Antep kendi elleri ile vermedi mi şampiyonluğu.. ya sivas? Eğer ki başkanınız güçlü ise hangi çocuk elindeki düdükle oynayabilir.. Trabzonspor şampiyonluklarına bakın, başkanlarının isimlerine bir bakın.. Beşiktaşın Süleyman Sebası dışında hangi şampiyon takımın başkanı Türkiyede taşları oynatamayack güce sahip değildir. (Süleyman Seba dönemindeki arkasındaki adamların kim olduğuna bakın seba da o güce sahipti) Çağlar bu güce sahip bir başkandır.

-Ve söyleşilerin kaçınılmaz sorusuna gelelim. Bursasporun geçmişten bugününe kadar en beğendiğiniz futbolculardan bir onbir oluşturmanızı istesek sizden? Teknik Direktör ile birlikte…

- Kalede Eser,
geri dörtlü Sedat2-Semih Yuvakuran-Kerekeş-Adnan Örnek
ortasaha Sedat3-Biyediç-Seydiç-Baliç
forvet Bahtiyar-Pingel
Teknik direktör: Piontek

-Gelelim tekrar hayatınıza.Tribün ve iş yaşantınız dışındaki sosyal hayatınızdan kesitleri,neler yaptığınızı önceki sorularımızda cevaplamıştınız. Teksas tribününün,hatta hatta Türkiye genelinin aksine,kitap okuyor musunuz peki? Var mıdır genç kardeşlerimize, arkadaşlarımıza önerebileceğiniz kitaplar ve yazarlar?

- Önereceğim yazarlar Paulo Cohello yu mutlaka okusunlar.. özellikle de Simyacıyı hiç kitap okumamış olanlar kitap okumaya yeni başlayacaklar okusunlar. Bu kitap onlara sanki televizyonda bir dizi seyreder gibi gelecek. Her gün en az 4-5 sayfa okumayı kendilerine sart kosarlarsa işte o zaman bu kitabı bitirdiklerinde yeni bir kitap daha okuma hevesleri artacaktır. Aziz Nesin okusunlar ki onun da kitaplarında ülkenin insanın ülke düzeninde yaşadığı komik ve haydaaa dedirten hayatları bulacaklar. Kitap okumamış ya da kitap okumaktan sıkılan insanlara asla Orhan Pamuk okumlarını tavsiye etmem. Önce insanları kitap okumaya heveslendirebilmek için onların bu kitapları okurken sıkılmamalarını aksine heyecan ve merak uyandıran kitapları okumalarıunı tavsiye ederim. Kitap okuma alışkanlığı edindikten sonra zaten o insana kitap önerilmesi bence saçmadır. Okuma alışkanlığı olan insan her kitabı okur. Eğer ki siz de okumayı seviyor ve alışkanlık haline getirdiyseniz sizin anlayışınıza ters gelen kitapları da okuyun. Okuyun ki o insanlar neyi anlatmaya çalışmışlar neyi ana fikir almışlar öğrenin.. Siz bunları tasvip etmesenizde neden sorusuna verebileceğiniz cevaplarınız olsun.


-Teksas ve maç görüntülerinin kliplenmesinde, arşivlenip derlenip taraftarlarımızın beğenisine sunulmasında büyük emekleriniz olduğunu biliyoruz. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz, iş hayatının yanında bunları yapmak büyük bir çaba ve özveri ister herhalde..

- Klipleri yaparken o klibi kafamda zaten canlandırıyorum maç öncesinde aslında.. sonrası zaten görüntülerin kesilip bir araya getirilmesi. Zamanımı alıyor elbette. Ama içimden geldiği zaman klibi yapıyorum o an hevesim yoksa o klibe başlamıyorum bile. Siz yaptıklarınız ile mutlu olamıyorsanız bir başkası da sizin yaptıklarınızda mutluluk yada vermek istediğiniz heyecanı alamaz. Severek yaparsanız başkaları da yaptıklarınız karşısında harcanan emeği görünce takdir ederler. işin garip tarafı klip yaparken stres bile atıyorum. hani kimisi akvaryumda balıkları seyrederken stres atıyorum der ya benimki de öyle bir şey. TeksasTV ismi ile yayınlanan klipleri insanlar beğendiği sürece ben ve arkadaşlarım bu klipleri yapmaya devam ederiz.

-Tribünümüzün şovları ve görüntüsü Türkiye’de ve dünyada hangi kademede sizce?

- Türkiye'de tribünleri bilenler zaten Teksas'ın şovlarını bilmekteler ama ne yazık ki ulusal medyanın istanbul menşeli olması yüzünden istanbul semt takımlarının taraftarları sürekli gündemde tutulmaktadır. Tribünleri tanımayan insanlar bu yüzden Teksas'ın şovlarını bilmemektedirler. Bu yüzden insanlara diyorum ki eğer evinize gelen bir misafir olursa mutlaka onu bir Bursaspor maçına götürün tıpkı Bursamızın tarihi ve güzel yerlerini gezidirir gibi bir maça getirip tribünden Bursasporumuzu ve Teksası izleme fırsatını kendi gözleri ile görüp yaşasın. Dünyada ise bakınca bir Riverplate bir Boca ki bu takımlar dünyanın en iyi beste ve görsellik açısından şovlar yapan takım taraftarlarına sahipler. Onlardaki coşkunun futbol kültürlerinin gelenekselleşmesinden kaynaklandığını düşünüyorum. Riverplate tribünlerine ait olan Sos Cagon'u bir klibimizde ilk kullandığımızda aylar sonra bunu Galatasary'ın çıkıp Çıldırın diye kullancağını hiç düşünmemiştim. iyi olan taklit edilir arkadaşlar ki Timsahlar şovumuzun da bir çok Türk tribününde taklitlerini görmekteyiz artık.


-16 Köy,16 Okul,16 Maç projesinin planlanıp projelendirilmesi ve başlatılması sürecinde aktif şekilde görev alan birisi olarak, gerek bu konuda, gerekse tribünümüzün sosyal alandaki faaliyetleri(?) hakkında neler düşünüyorsunuz?

- Bizim tribünümüz pek fazla sosyal bir etkinlikde bulunmaz bu bir eksiklik midir derseniz bana göre evet. Geçen sene Trabzonspor bayan gurubu olan Tsira Şimal Yıldızından bir arkadaşımla röportaj öncesi konuşurken onların neler yaptıklarına bakmıştım. Löseve olan katkılarını görmüştüm ve çok takdir etmiştim. Listim'in okul boyama projelerini ilk fanzinden de yazmıştık. Bunlar yapılması gerekenler aslında tribün dışında olduğumuz vakitlerde. 16 Maç 16 Köy 16 Okul projesini ilk öğrendiğimde tamam dedim. Bunu yapmalıyız. Proje sahibi Bursaspor yöneticilerimizden Sn.Mehmet Kara ile olan görüşmemizde ben ve arkadaşlarım biz bu işe gönüllü olarak varız dedik. Çünkü biliyorduk ki oradaki köylere gittiğimizde o küçük çocuklarımız televizyonlardan sürekli istanbul semt takımlarını görecekler ve o bilinçle yetişecekler. Hani daha önceki soruda da söyledğim gibi misafirinizi alın bir maçımıza götürün diye.. Benim 6-7 yaşımda bir Bursaspor maçında yaşadıklarımdan hala aklımda bir şeyler kalabiliyorsa o küçük kardeşlerimizin-çocuklarımızın da unutamayacağı bir anısı olabilir Bursasporumuzla ilgili anılarında. Bir de bunun başka bir boyutunu düşünün Teksas sadece karakollarda resimleri olan Bursaspor taraftarları olarak kalmamalı insanların gözünde. Bursaspor taraftarları şehirlerine sahip çıkan yardıma muhtaç olan insanların da Allah razı olsun dediği insanlar olabilmeliler. Gerektiğinde gerekeni yapar diyebilmeli Bursa halkı Bursaspor taraftarları için. Bizler Bursanın en büyük ve en güçlü topluluğuyuz arkadaşlar. Bu topluluk yöneticisinden taraftarına kulüp çalışanından futbolcusuna kadar herkesi içinde barındırıyor. Biz bu gücü kullanmayı bir türlü beceremiyoruz. Bu gücü kullanırsak gerçek Bursa kimliğini de ortaya çıkartırız. Bu sene 17 okul yapılacak bu yapılanları bir gün ulusal medya da gözardı edemez duruma gelecek ve iki pankart açıp biz karşıyız diyenleri nasıl yüceltiyorlarsa Bursamızdaki bu proje ile Bursaspor ve taraftarını da yüceltmek zorunda olacaklar. Yöneticimiz Sn.Mehmet Kara önderliğinde başlamış olan bu proje bakarsınız gelenekselleşir ve her sene yapılır, yıllar sonra baktığımızda bir çok köyümüzde bir çok kardeşimiz Bursaspor ismini anlatırken o bir otobüs gönüllü gelen abilerini ablalarını da anlatırlar. Hazır sosyal projeler demişken sosyla etkinliklerimiz devam edecek arkadaşlar. Zamanı geldiğinde yeni projeleri de hep birlikte yapacağız. Biz Bursasporluyuz ve şehirimizden aldıklarımızı şehirimize veriyoruz. Bursalı olan herkesin de böyle düşüncelere saygıyla yaklaşacağından eminiz ve inanıyoruz ki bu ülke bu projeler yapıldıkça bu şehiri ve bu şehirin markası Bursasporu ayakta alkışlayacaktır.


-Teksas.Org ekibinin çalışmaları ve konuk yazarların katkıları ile birlikte yayınlamakta, çıkarmakta olduğunuz İnadına Teksas Fanzin hakkında neler söyleyebilirsiniz bize? Ekipteki çoğunluğun çalışıyor veya okuyor olmasına rağmen çoğu fanzinin aksine 9.sayı’ya merdiven dayadınız. Bu önemli bir çalışma ve vakit gerektiriyordur kuşkusuz.

- Teksas.org ekibi inanılmaz bir ekip aslında. Bir gün belki ekibin bir toplantısını genele açar bütün arkadaşlarımız ile tanışa fırsatınız olur. Bu ekip tam bir öğrenci, tam bir öğretmen.. inanılmaz özveri ile çalışıyor. Aslında frenleyerek yapılıyor fanzin. Yoksa şu an belki 18.sayı çıkartılacak olurdu. Çünkü herkes bu ekip içerisinde neler yapması gerektiğini biliyor. Fanzinler belli bir strateji yada planlamaya bağlı kalmazlar ama inadına Teksas fanzininin bir stratejisi ve bağlı kaldığı bir proglanma planı var. Bu çerçeve artık hatlarını kendi çizip belirledi ve bu şekilde devam ediyor. Fanzinin bir amacı var; 16.sayıyı çıkardığı gün fanzin kendi oluşumunu da tamamlamış olacak. Belki 16.sayısından sonra bir daha çıkmayacak. Teksas.org ekibinde görev alan her arkadaşımın ortak amacı nasıl ki bez üzerine pankartları yazabiliyorsak neden kağıtlara da yazmayalım. Bu fanzin bu tribünlerin kağıda döktüğü pankartı aslında. Bugüne kadar 8 sayı çıkardık ve yakın bir tarihte de 9.sayı çıkacak. Dikkat ederseniz İnadına Teksas fanzini asla reklam almaz. nasıl ki tribünde açılan pankartlarımızda reklam yoksa bizler de bu fanzin sayfalarımıza reklamları koymuyoruz. Bu işin doğsaında ticaret yok arkadaşlar bizler bu işi geleceğimizde çocuklarımıza bırakacağımız bir armağan olarak düşünüyoruz. 16.sayı çıktığı gün bu armağanı paketlemeye başlamış olacağız.

-Son sorumuz, Harun Aydın yaşamının bundan sonraki sürecinde gerek yaşantısı, gerekse tribün hakkında neleri hedefler, neleri görmek neleri yaşamak ister?

-Hedefleri açıklamayalım, önümüzde bir çok proje var yapılmayı bekleyen. Ama şunu söyleyebilirim yapılmamışları yapacak insanlar ile birlikte olmaktan çok gurur duyuyorum. Umuyorum ki o insanlar ile birlikte inanılmaz şeyleri hep birlikte yapacağız. Tribün içinse gelecekte şunları görmeyi çok azru ederim. Teksasın içinde yer alan her gurubun bir özelliğinin olmasını.. Mesela pankartları sadece bir gurubun yapmasını, o guruba herkesin aa bak bunlar pankartçılar işte demesini.. sadece bir grubun yeni besteleri üretip tezahüratları sadece maçlarda o gurubun başlatmasını ve insanların da o gruba bak bunlar da besteciler.. yani aslında Teksas bir bütün olacak ve icindeki her guruba görevler yüklemiş olacak. Her grup kendi işini yapacak ve bu guruplar bir araya geldiginde o büyük Teksası şekillendirmiş olacaklar. Umarım bir gün olur. Bursaspor içinse hayatta hayal ettiğim bir çok şeyin gerçekleştiğini gördüm. Eğer şampiyon olmadan ölürsem gözlerim açık gidecek. Bursasporumu ölmeden önce şampiyon görmeyi çok istiyorum.

Bu güzel sohbetiniz ve site kullanıcılarımızı kırmayıp bu güzel sohbet imkanını bizlere yaşattığınız için çok teşekkürler.Site kullanıcıları olarak, bundan sonraki yaşantınızda başarılar ve sağlık diliyoruz.

Söyleşiyi gerçekleştiren İnadına Teksas fanzin komitesi adına,
Gökhan Sezer, 03 Eylül 2009

İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©
Teksas.org

0 yorum:

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites