Daha öncede bu kadar uzun muydu bu yol yoksa bitmek bilmeyen çilesine nazire yaparcasına uzuyormuydu bu sefer. Ağır ve isteksiz adımlarla ilerliyordu evine doğru ama yarısı eksik. Mazide kalan hatıraları birer birer gözlerinin önüne geliyor sanki zihni kurnazca bir oyun oynuyordu. Aslında çok severdi bu yolu. Sıra sıra dizilmiş söğütler, yerlere kadar eğilir selam verirdi yoldan geçenlere. Ama bugün onlarda bir başka bükmüşlerdi sanki boyunlarını.
Bütün çocukluğu burda geçmiş, bütün ilklerine bu yol götürmüştü onu tıpkı rahmetli babası ile gittiği ilk Bursa maçında olduğu gibi. Evet bugün de bir ilke götürmüştü onu bu yol ama bu seferki bambaşka idi. Sanki en ufak bir şimşek çaksa yağmur boşalacaktı gözlerinden. Ah ne olurdu sanki bir adım daha atmasa, düşüp kalsaydı, karışıverseydi toprağa... Ne olurdu görmemiş olsaydı bu koca çınarın devrilişini...
Hayatı hep sınırlarında yaşamıştı adeta bir uçurumun kıyısında fakat tek bir şey hariç o da Bursaspor aşkı. 41 yaşındaydı yani yaşıttı sevdası ile. Öle sıradan bir sempati yada taraftarlık değildi onunkisi.. aşktı onunkisi hemde öyle bir aşk ki, yaşamak için aldığı nefesten önce geliyordu. Daha nasıl sevebilirdi ki. İnadına sevmişti o, ne kupalarının peşinden nede şampiyonluklarının peşinden koşmuştu. Sadece tek sevdası yeşil ve beyazın, Bursasporun peşinden koşmuştu. Tıpkı bugünkü sakarya deplasmanı gibi..
Allah'ım ne büyük bir acıydı bu. Koskoca bir mazi göz göre göre kaymıştı ellerinin, avuçlarının arasından. Belki de nesiller kaybettirecekti bu düşüş, belkide Anadolunun lokomotifliğini..
Bu düşüncelerle neredeyse gelmişti evine. Evet bugün 40 yıllık ulu bir çınar devrilmişti ancak bildiği tek bir şey vardı bu sevda burda bitmezdi.
43 yaşındaydı.2 sene geçmişti ömründen 2 sene... Ama öle sıradan değil bir alt ligde geçirilen 2 sene ne de zor gelmişti ona. Hele ki ilkokul çağlarındaki oğlunun "Baba senin takımın -bu cümleyi her duyduğunda bir bıçak darbesi daha alırdı yüreğinin derinliklerine- niçin fenerle maç yapmıyor?" sorularının karşısında ezilip büzülmesi yokmuydu en çok da o koyuyordu adama. Gelip geçmiş, Bursasporu ait olduğu lige geri dönmüştü. Geri dönmüştü dönmesine ama sanki bir şeyler eksikti. Belki de sakarya deplasmanında kalmıştı...
Hala maçlara kale arkasında gidiyordu ama bir farkla eski teksas tarafındaydı artık. Evet oda katılmıştı küskünler ordusuna. Ancak bu kadar küsebilmişti sevdasına.. Kolay mı? İnadına sevmişti, ölümüne sevmişti, adam gibi sevmişti, karşılıksız sevmişti, sadece sevmişti.
Yine selamlıyordu onu sıra sıra dizilmiş söğütler, bir bursa maçına daha giderken...
Adnan Bahtiyar, 18 Eylül 2009
Adnan Bahtiyar, 18 Eylül 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org
0 yorum:
Yorum Gönder