HENÜZ VAKİT VARKEN

Dinle kaldırımları, duvarları, taşlı park yollarını... Orada bir ağacın altında... Söylemeliyim Bursasporumun en güzel marşlarını sana...

SANA OLAN AŞKIMIZ

Bizden öncekilerden bize emanet olan , Bizden sonraki herkese emanetimiz olan sana duyduğumuz ''Bağlılığımız'' sana olan karşılıksız ''Aşk''ımız olucaktır !

FARKIMIZ TEKSASLI OLMAMIZ

Ne moral kalır kafada, bir nebze de olsa iştah kalır o 90 dakika susmayan boğazda. O soğuk işler ya vücuda stadtan çıkınca hani..

ÖVÜNMEKLE ÇOK HAKLIYIZ

Biz daha kendi tribünlerimize bunu okutamazken dünyanın işine bak; kozmonot ve katerina arkadaşlar daha şimdiden 9.sayıyı ne zaman çıkartacağımızı soruyorlar.

ERKAN ABİ

Kaç kez Felç olana dek direndik bu kahpeliklere. Herşeyi görüyorsun ya Erkan abi. Görüyorsun ya. Evi olmayan Sokak çocuğu gibi bizide bitirdiler Erkan abi.

27.10.09

Güneş artık bizler için doğuyor




Bu yollar yetmiyor bizi ayırmaya.
Kilometreler, soğuklar, olumsuzluklar...
Tek bir amacı oluyor bizlerin,
O kutsal armanın peşinden gitmek!
Camlarımız kırılsa da,
cebimiz de para olmasa da,
hastalıktan tir tir titresekte
yanlız bırakmadık sizleri hiç bir zaman.
Hangi zorluğa göğüs germedik ki seninle?
Saf, temiz Bursaspor sevgimizle aşıyorsak bütün engelleri,
Güzel günler göreceğimize inanarak haykırıyorsak eğer,
Damla damla göz yaşı aksada bazen,
İnanıyoruz sadece!
Bir gün yıllarca beklediğimiz şampiyonluk gelecek.
Tabular yıkılacak!
Haykıracak herkes Bursaspor diye,
Boğazımız patlarcasına,
yüreğimiz yerinden fırlarcasına,
göz yaşlarımız damla damla dökülürcesine
sokaklarda kutlayacağız şampiyonluğu!

Önümüz aydınlık, güneş artık bizler için doğuyor!

Sezer Yıldız

İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,

kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org

Ben hiç çırak olmadım




Ben hiç çırak olmadım


babam beni küçüklüğümden beri hiçbir yerde çalıştırmadı, çıraklık yapmadım. Babam bana hep oku derdi; ''sen çalışmayacaksın, okuyacaksın'' derdi. Şimdilerde neden dediğini daha iyi anlıyorum. Şuan çırakım; Bursasporumun çırağıyım. Bir gün kalfa olacağım, sonra usta, aynı babam gibi ben de tribüne yeni çocuklar getireceğim, onları yetiştireceğim; daha çırak iken eğiteceğim onları. Onlar da bir gün kalfa olacak, usta olacak ve onlar da çocuklar getirecek, yetiştirecek.

Bursaspor aşkı hiç bir zaman bitmeyecek.

Bend e taraftarlık görevimi yapmış olacağım. Tribünde sadece bağırmak; Bursaspor'u seviyorum anlamına gelmemektir. Onun için, bu taraftar için, futbolcular için; neler yapabilirim diye düşünmen gerekir boş vakitlerinde. Kendince beste, şiir, yazı, pankart, projeler düşünebilirsin. Yeterki düşün! Bursaspor'u düşünün!

Ben daha çırakım. Bana ustalarım böyle öğretti. Eğer ustanız yoksa bir ustaya başvurun. Benim ustalarım çok sağlam. Ustalarım kim mi? isim vermeye gerek yok. 'Teksas.org' demen yeterli...

Harun Yaylaoğlu

İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,

kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org

25.10.09

Başarı, şampiyonluk ve hayaller



Başarı,
şampiyonluk,
ve hayaller...
Bir Avrupa rüyasının uykusu
düşmüş gözlerimizin önüne.
Önümüz aydınlık
başaracağımıza inanıyoruz
sessiz ve derinden geliyoruz.
Her türlü oynanacak oyunlara rağmen
tek yürek olup
uçsuz bucaksız başarılara yelken açacağımız günleri düşlüyoruz.

Başarı,
şampiyonluk
ve hayaller...
Başrolde o büyük taraftar
haykırıyor delicesine, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir beste söylüyor,
başarı gibi
şampiyonluk gibi
hayaller gibi bir beste.
Bu beste diyor ki, «İnancımız tam!
Bir gün olsun vazgeçmedik davamızdan
Mardin'e giderken o kış akşamlarında...»
Bu beste
diyor ki,
«İçimizde ki bu alev ile
şampiyonluk şarkıları söylerken yakarız bir keyif sigarası.»
Bu beste
diyor ki,
«Hedefimiz artık daha ilerisi
dostların destekleri ile değil
düşmanlarımızın bizi ibret ile
izlemesiyle başaracağız!»
Bu beste diyor ki, «İnanmak!»
Bu beste diyor ki, «Işıklı büyük
ışıklı geniş ve sınırsız bir limana
dümen suyumuzda sürüklemek denizi..»
Bu türkü diyor ki, «Başarı
şampiyonluk
ve hayaller...»

Başrolde o büyük taraftar
haykırıyor delicesine, rüzgâr gibi, yıldızlar gibi bir beste söylüyor,
başarı gibi
şampiyonluk gibi
hayaller gibi bir beste.

Sezer Yıldız
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org

19.10.09

Ben seni Kocaman bir yürekle sevdim




Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Ben seni gözlerimle değil yüreğimdeki gözlerimle sevdim. Senin için o an karşıma çıkabilecek herkese kafa tuttum. Çünkü Bursasporumu izleyecektim. Ben seni sadece yendiğinde değil iki top çeviremezken küme düşmeye oynadığında, beni kahrettiğinde, beni mutlu ettiğinde, ard arda goller attıgında veya yediğinde, beni gözyaşlarına hıçkırıklara boğduğunda da ben seni sevmiştim. Ben seni sadece iyi günler için mi sevdim? Ben seni her şekilde sevdim.

Şimdi sonbahardayız kışa giriyoruz ya, hani ben; sende dört mevsimi birden yaşadım. Kimi zaman yüzümde güller açtı. Kimi zaman o gülleri gözyaşlarım büyüttü. Kimi zaman da üşüdüm sana sığındım o atmosferde.

İnsanlar sobayla ısınırdı biz meşale altında omuz omuza ısınırdık. En kötü günlerimde, kendimi kötü hissetiğimde bana baharları yaşattın. Çok mutluyken de bana hüzünleri bıraktın, aynı bir ağaçtan düşmüş yaprak gibi, son baharları hatırlattın. Seni o kadar çok özlemiştim ki, içimde bir volkan patlayacak gibiydi.

Bazen kendimin hata yaptıgını düşünüyorum. Bu yazıları niçin yazıyorum? Kime yazıyorum? Neden? Ne olacak? Yazdıgımda elime geçecek? Bursamdan bana cevap mı gelecek? Hayır.. belki de cevap gelmeyecek. Yok yok kendimizi kandırmayalım öyle, bir cevap gelmez ama yazıyorsam; kendimi düşünmesem de gelecek nesili düşünüyorum. Torunlarımıza, biz böyle günler de gördük demek için yazı yazıyorum. Takımları mağlupken küsmeyi değil İNADINA! bu aşk için, Bursa aşkı için haykırmaları gerektiğini anlatmak için yazıyorum. Belki de kendimi kandırıyorum, bilemiyorum.. belki de gelecek nesili hiç düşünmüyorum yine saçmalıyorum galiba. Ya da ben öyle düşünüyorum ama tek bildiğim bir şey var: Ben seni kocaman bir yürekle sevdim...

Peki sen beni ne kadar sevdin ?

2.10.09

Sana Ben


Sana ben şiirlerimi sözlerimi verdim .
Sana ben sevgimi verdim.
Sana ben ömrümü verdim
Sana ben gençliğimi verdim.
Sana ben hayallerimi verdim.
Sana ben umutlarımı verdim.
Sana ben aşkımı verdim.
Sana ben cebimdeki paramı verdim
Sana ben herşeyimi verdim

ama sana ben söyleyemedim.



Seni hiç bir zaman yalnız bırakmadım oysa. Hep yanındaydım ama söyleyemedim.

Gerek deplasmanda gerek Bursa'da hiç bir zaman yalnız bırakmadım.  Ama söyleyemedim.
Tam söyleyeceğim derken.. söyleyemedim.
Tam söylemeye hazırlanıyorum beni mutlu ediyorsun; gol atıyorsun söyleyemiyorum.
Oysa ben hep yanındaydım ama sana söyleyemedim.. 

Senin incinmeni istemiyordum. Çünkü söylediğimde yanlış anlayabilirdin, seni kaybedebilirdim

Ama artık söyleyeceğim.
Herşeyi hem de herşeyi.

Kimi zaman Eskişehir'de kimi zaman Antalya'da kimi zaman da Ankara'da buluştuk ama söyleyemedim.
Hep nedenler çıktı söyleyemedim ama artık söylüyorum;
Bursam "Sen Bize Ne verdin"

Evet Bursam bize gözyaşından başka ne verdin
Söylesene hadi niye susuyorsun
Bizi birr kere olsun mutlu etmedin

Hep gözyaşlarımızı döktük ama hiç bir zaman yalnız bırakmadık.
Bazen tartaklandık
Bazen suçlandık
Bazen de joplar yedik
ama yinede seni yalnız bırakmadık.

Söylesene Bursam ben sana herşeyimi verdim
Peki "Sen bana Ne verdin".

Harun Yaylaoğlu, 02 Ekim 2009

İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org

Aşk-ı Deplasman


Deplasman; kimine göre delilik, kimine göreyse karşılıksız bir şeylerin peşinden gitmektir. Yendiğinde mutluluktan, yenildiğinde ise kederden içmektir. Yağmur çamur demeden onlarca saat yol katetmektir. Canın sıkıldıkça şoföre şarampole yuvarla diye bağırmak, 15 dakikada çişim geldi diye otobüsü durdurmaktır. Sigara dumanı altında saatlerce yolculuk yapmak, yer bulamadığında ise koridorda yatmaktır. Eski besteleri sıkılana kadar söylemek, yeri geldiğinde ise yeni yeni besteler çıkarmaktır. "Ulan sessiz olun be uyuyoruz" diye arka tarafa dönüp bağırmak, sonrada dayanamayıp gidip arkada muhabbete katılmaktır. Kimi zaman feribotta filika yerine çıkmak, kimi zamansa güneşin altında saatlerce stada yürümektir. Yeri geldiğinde taşlanmak, yeri geldiğinde ise taşlamaktır. Binlerce kişi içinde azınlık olsanda, sesini duyurmaya çalışmaktır özetleyecek olursak herşeydir, aşktır deplasman kısacası
Aşk-ı Deplasman.


1.10.09

Övünmekle Çok Haklıyız

Allah'ın rusu bile kalkmış bizim fanzini alıp standına koymuş. İnsanlar da merak ve ilgi duyup para verip satın almışlar. Biz daha kendi tribünlerimize bunu okutamazken dünyanın işine bak; kozmonot ve katerina arkadaşlar daha şimdiden 9.sayıyı ne zaman çıkartacağımızı soruyorlar.

'' ÖVÜNMEKLE ÇOK HAKLIYIZ ''

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites