2.10.09

Aşk-ı Deplasman


Deplasman; kimine göre delilik, kimine göreyse karşılıksız bir şeylerin peşinden gitmektir. Yendiğinde mutluluktan, yenildiğinde ise kederden içmektir. Yağmur çamur demeden onlarca saat yol katetmektir. Canın sıkıldıkça şoföre şarampole yuvarla diye bağırmak, 15 dakikada çişim geldi diye otobüsü durdurmaktır. Sigara dumanı altında saatlerce yolculuk yapmak, yer bulamadığında ise koridorda yatmaktır. Eski besteleri sıkılana kadar söylemek, yeri geldiğinde ise yeni yeni besteler çıkarmaktır. "Ulan sessiz olun be uyuyoruz" diye arka tarafa dönüp bağırmak, sonrada dayanamayıp gidip arkada muhabbete katılmaktır. Kimi zaman feribotta filika yerine çıkmak, kimi zamansa güneşin altında saatlerce stada yürümektir. Yeri geldiğinde taşlanmak, yeri geldiğinde ise taşlamaktır. Binlerce kişi içinde azınlık olsanda, sesini duyurmaya çalışmaktır özetleyecek olursak herşeydir, aşktır deplasman kısacası
Aşk-ı Deplasman.


2 yorum:

Deplasman bambaşka bişi... Anlatılmaz yaşanır

Cio, amma cok bambaska, anlatilmaz yasanir dedigimiz seyler varmis hayatta.. :)

Deplasman kadar deplasmana birlikte gittigin insanlarin da cok onemi vardir.. ne makam vardir ne de paranin cok buyuk onemi.. tipki ozgurun dedigi gibi yeri geliginde koridorda yatmaktir bazen..

Yorum Gönder

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites