HENÜZ VAKİT VARKEN

Dinle kaldırımları, duvarları, taşlı park yollarını... Orada bir ağacın altında... Söylemeliyim Bursasporumun en güzel marşlarını sana...

SANA OLAN AŞKIMIZ

Bizden öncekilerden bize emanet olan , Bizden sonraki herkese emanetimiz olan sana duyduğumuz ''Bağlılığımız'' sana olan karşılıksız ''Aşk''ımız olucaktır !

FARKIMIZ TEKSASLI OLMAMIZ

Ne moral kalır kafada, bir nebze de olsa iştah kalır o 90 dakika susmayan boğazda. O soğuk işler ya vücuda stadtan çıkınca hani..

ÖVÜNMEKLE ÇOK HAKLIYIZ

Biz daha kendi tribünlerimize bunu okutamazken dünyanın işine bak; kozmonot ve katerina arkadaşlar daha şimdiden 9.sayıyı ne zaman çıkartacağımızı soruyorlar.

ERKAN ABİ

Kaç kez Felç olana dek direndik bu kahpeliklere. Herşeyi görüyorsun ya Erkan abi. Görüyorsun ya. Evi olmayan Sokak çocuğu gibi bizide bitirdiler Erkan abi.

29.8.09

Adı Yok


bir gün belki kim bilir bir gece yeniden,
yok olmak seninle ucurumun kenarında veda ederken,
aşk dedık adına yalan dedıler,sevda dedık az dedıler,
adını koyamadıgım gencligimin katili Bursa...

her günün geceye vuran dolunayında sevdim seni,
ölümü beklerken son duamda bıraktıgım yerde sevdim seni,
aşkına firar bu hislerimle yarınlarımda sevdim seni,
ben bir gece kaybolurken gelecegım vakıtlerde sevdim seni.

beyaz bir örtüye sarılı çürük bedenımde yeşil beyazınla sevdım seni,
aşıklar ölmez derken öldügün gün son sözümde sevdim seni,
bir deplasman sabahı vedalasırken sevdıklerımızle helallıgımde sevdım seni,
sen her sampıyon olamadıgında ısyanlarımda sevdım seni..

şimdi timsahım sen yine kahret beni aglat gecelerce,,
bizdekinin adı yokkı sana övgüler düzeyim sözcüklerimde,
şimdi timsahım bir çift sözum kaldı yıne senle ayrılırken sahte sözlerımde,
ayrılmaya inat kaybolmaya inat sensizlige inat kısacası inada inat gelıyorum sana...

Biz çok sevdik değil mi? Ne pankartlara sığdırabildik ne mabede
Biz çok aşık olduk değil mi? ne okula eş değerdi ne de bir kıza
Biz öldük değil mi? Ne toprakta bitirdik bu sevdayı ne de stadta
Adını koyamadım ben, varın gerisini siz düşünün.

Burak Ulga, 14 Şubat 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©Teksas.org

27.8.09

Siyah İnci Pele


Futbol sahasında kırılmadık rekor bırakmadı! Sadece onu izlemek için savaşa ara verildi. Hakem oyundan attığında olay çıkmaması için maça geri alındı. Yetenekleriyle dünyayı fethetti.

Siyah İnci Pele'nin çok özel hikayesi:
''Eğer mükemmel kelimesini kullanmak isterseniz, Pele neredeyse o kelimenin tam ortasındadır. O, futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi oyuncusudur,'' (Franz Beckenbauer.)

''Efsaneler yalnız yürürler, ama başardıkları ile birer masal kahramanı olurlar ve yaptıklarıyla da kalbimize ulaşırlar.'' (A.B.D. eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger) Kissinger'ın sözü ise şu şekilde devam ediyor, ''Futbolu sevenler için ise Edson Arantes do Nascimento ya da bilindiği adıyla Pele laflarımı tamamlayan bir kahramandır.''

''Pele.'' Kısa bir isim ama çok uzun bir anlam içeren Edson Arantes do Nascimento'nun dünya üzerinde herkes tarafından bilinen adı. İsmin nereden geldiğini anlatan yüzlerce hikaye var ama hiçbiri bu fenomenliğin boyutunu izah etmeye yetmiyor.

Herşey Brezilya'nın ufak köylerinden birinde başladı, Dico takma adını taşıyan genç, en çok sevdiği şeyi yani futbolu, mahalledeki her çocuktan daha iyi oynarken Bir gün diğer çocuklar onu Pele diye çağırmaya başladılar. O bu ''yeni'' ve Portekizcede bir anlamı olmayan takma adın nereden geldiğini bilmiyordu ve beğenmedi de. Dico uzun süre diğer çolcuklarla bu konuda kavgalar etti ve bu takma adın kendisine yapılan bir hakaret olabileceğini düşündü ama ''Pele'' takma adı yapışmıştı bir kere.

Bir atlet olan Pele, Dünya'da da bir anda tanındı. 1958′de insanlar televizyondan yayınlanan ilk Dünya Kupası'nı izlerken, siyah beyaz ve çok da iyi göstermeyen ekranlarda 17 yaşındaki sıska çocuğun, birçok tecrübeli isim arasında yaptıklarına şahit olmaya başladılar. Pele çelimsiz yapısıyla herkesin etrafında daireler çizerken, rakibi ters ayakta yere mıhlarken, birbirinden estetik çalımlarla ilerlerken görüntülendi sayısız defa. O Dünya Kupası'nın sonunda da Pele adı bir anda bütün Dünya'ya mıhlandı!

1960 ve 70′lerde, Pele; kulübü Santos ve Brezilya Milli Takımı'yla Dünya'yı dolaştı. 22 yıllık futbol kariyerinde 1.281 gol kaydetti. Pele adı öyle bir hal aldı ki dönemin insanları görmeden de hakkında söylenen herşeye inanmaya başladı. Onun fanatikleri O nereye giderse onunla seyahat etti. O dönemde Pele'nin yarattığı etki ancak Muhammad Ali'de görülebiliyordu!

Nijerya'da sadece onun futbolunu izleyebilmek için Biafra ile yapılan savaşta iki günlük ateşkes ilan edildi.

İran Şahı sadece 2 dakika konuşabilmek için üç saat Pele'yi havaalanında bekledi.

1970′lerde yapılan bir ankette Pele'nin adı Avrupa'nın en çok tanınan markaları listesinde sadece Coca Cola'nın arkasında kalarak ikinci sırada yer aldı.

Pele'nin yetenekleri ve golleri onun sahadaki ateşi oldu. Pele 19 Kasım 1969′da 1.000. kez rakip fileleri havalandırırken Brezilya'nın tamamında kutlamalar yapıldı. Ama O bile ertesi gün manşetleri paylaşmak zorunda kaldı, çünkü ne de olsa Amerikalıkların Conrad ve Bean'i Aya adım atmıştı.

Edson Arantes do Nascimento 23 Ekim 1940′da Dondinho ve Dona Celeste'nin çocukları olarak, oldukça fakir bir bölge olan Tres Coracoes kasabasında Brezilya'nın güneydoğusundaki Minas Gerais eyaletinde doğdu. Pele'in babası yerel ama profesyonel bir futbolcuydu. Ayrıca bir maçta kafasıyla 5 gol attığı da kayıtlarda yer alan bir yetenekti. Pele ise iyi bir futbolcu olduğunu Bauru Athletic Club'da göstermeye başladı. Yetenekleri Dünya Kupası'nda oynamış olan eski yıldızlardan Valdemar de Brito tarafından farkına varıldı. O da bu genci Santos'a götürdü. O dönemde Brezilya'nın orta sınıf takımlarından olan Santos, Pele'li kadrosuyla Brezilya devlerinden biri olmanın neye benzediğini öğrenmeye başladı. Pele Santos'taki ilk tam sezonunda gol kralı olurken rakiplere 32 gol kaydetti. Kısa süre sonra da bu genç adam henüz 17 yaşındayken 1958 Dünya Kupası için Brezilya Milli Takımı'nın kadrosuna alındı.

Pele İsveç'teki turnuvada ilk iki maçı dizindeki sakatlık sebebiyle kaçırdı. Ama kaybettiği zamanı çeyrek finalde maçı kazandıran golü kaydederek telafi etti ve yarı finalde de hat-trick yaptı. Finalde de iki gol kaydeden Pele bir anda kendisini takım arkadaşlarının omuzlarında bulurken, ülkesinin kazandığı ilk Jules Rimet Kupası'nı havaya kaldırdı.

Brezilyalı yazar Nelson Rodrigues Pele için ''Kral'' dedi.

Gazeteci Joao Luiz de Albuquerque Pele gerçeğini anlatırken, ''O tünelin ucundaki ışıktı. Bütün fakirler, 'Hey bu adam yaptı, başardı, ben de başarabilirim' dedi. O Brezilya'nın tamamını arkasında sürüklemeyi başardı'' ifadelerini kullandı.

Futbol Kralı'na Avrupa'dan gelen her teklif yeni bir rekordu. Özellikle İtalyan devi Inter'in o dönem kimsenin cesaret dahi edemediği milyonlarca doları Pele için hazırladığını açıklaması, herkesi ''Pele gidecek'' diye korkutuyordu. Ama Pele kaldı ve Brezilya Başkanı Janio Quadros da Pele'yi ''Ulusal Hazine'' olarak ilan etti. Yeniden yapılanan Santos da Pele ve diğer yeni oyuncuları sayesinde hızla yükselişe geçerken, uluslararası arenada ''Futbolun Harlemi'' takma adıyla anılmaya başladı. Santos'da yapılan ödemelerin yarısı Pele'ye giderken O da Dünya'nın En Çok Kazanan futbolcusu oldu. O dönemde Pele'nin futboldan kazandığı yıllık geliri 150.000 doları geçiyordu.

1960′larda Santos ile harikalar yaratan Pele, 1962 ve 66 Dünya Kupaları'nda zor anlar yaşadı. 62′de sakatlıklarla boğuşan Pele Meksika'yı 2-0 yendikleri maçta golünü kaydetti ve bir de assit yaptı ama Çekoslovakya maçında uzun mesafeden şut çekerken sakatlandı ve turnuvayı da o şekilde tamamladı. Pele'nin yedeği olarak Amarildo takımda kendine yer bulurken Amrildo ve
Garrincha'nın performansları ile Brezilya ikinci kez Dünya Kupası'nı kazanmayı başardı. Pele 1966 Dünya Kupası'nda yeninden sahne aldı ama Brezilya'nın peşe peşe üçüncü Dünya Kupası'nı kazanarak beklenmeyeni yapma hayalleri Pele'nin sakatlığına takıldı ve Portekiz maçında aldığı darebelerin ardından turnuvayı yarım bırakmak zorunda kaldı. Pele ülkesinin 3. Dünya Kupası'nı kazanmasını o sene sağlayamadı ama 3 Dünya Kupası'nda da gol kaydeden ilk isim oldu. Brezilya o sene 3 maçından 2'sini kaybederek halay kırıklığı yaşadı.

Meksika'daki 1970 Dünya Kupası ise Pele ve Brezilya için farklı bir hikaye oldu. Pele'nin yetenekleri zaman zaman sorgulanırken, Pele, ''Bir Dünya Kupası'nda da tekme yemeden devam edebilmek istiyorum. O zaman beni sorgulayabilirsiniz'' açıklamasını yaptı. Pele o turnuvada da tekmeler almaya devam etti ama ''Futbolun Kralı'' 3 haftalık turnuvada, 4 gol kaydetti ve 6 da asist yaptı. Brezilya final maçında İtalya'yı 4-1 yenerken Pele'nin kaydettiği ilk gol ülkesinin Dünya Kupası'ndaki 100. golü oldu.

Bir süre sonra final maçında Pele'yi savunan Tarcisio Burgnich bir açıklama yaptı, ''Maçtan önce kendime şunu dedim, ''O da bizler gibi etten ve kemikten biri ama yanılmışım.''

Pele üç Dünya Kupası kazanan ilk isim olurken, Brezilya da Jules Rimet Kupası'nın tamamıyle sahibi olmayı başardı.

1974′te ''Siyah İnci'' lakaplı futbolcu Santos ile son maçına çıktı. Futbolu bırakmayı planlayan Pele yaptığı kötü bir iş anlaşmasından dolayı 1 milyon dolarlık bir borca girdi ve bir süre daha sahada kalmaya karar verdi. Avrupa'nın devleri yine atağa geçtiler ama o Kuzey Amerika Ligi'ni tercih etti ve Amerika'ya futbolu sevdirmek adına New York Cosmos'a transfer oldu. Pele'nin, ''Kral'ın Kuzey Amerika'da sadece 1.500 kişiye top oynayan ufak bir takıma gelmesini düşünmek sadece bir hayaldi'' diyen Cosmos Müdürü Clive Toye, Pele'nin neden Cosmos'u tercih ettiğini açıklamasının sonuna sakladı, Ona ''İspanya'ya gitme, İtalya'ya gitme, oralarda sadece şampiyonluk kupası kazanırsın ama buraya gelirsen bir ülkeyi kazanırsın.''

1975′te Pele 3 yıllığına 2.8 milyon dolarlık bir anlaşma ile Cosmos'a transfer oldu. Onun bu lige gelmesiyle taraftar sayısında 75 ile 77 yılları arasında yaklaşık %80′lik bir artış oldu. 1975 (7,597) - 1977 (13,584). 1977′de Cosmos'u lig şampiyonluğuna taşıyan Pele son maçını da o sene bir ülkeyi kazanmış olmanın verdiği gururla oynadı.

Siyah İnci, Giants Stadyumu'ndaki kasvetli günde, Pele bir 45 dakikayı Cosmos ile diğer 45 dakikayı da Santos formasıyla tamamladı ve son golünü de kaydetti. Brezilya gazetelerinden birinde çıkan manşet, atmosferi açıklamak için fazlasıyla yeterliydi, ''Gökyüzü dahi dayanamadı ve ağladı.''

Pele profesyonel futboldan emekli olduktan sonra atlet olduğu zamanki enerjisini bu sefer de futbol elçisi olarak kullanmaya başladı. Yayınlara katıldı, köşe yazıları yazdı, Coca Cola, Master Card ve Viagra'nın projelerinde yer aldı. Hatta 1994′de Brezilya'nın Spor Bakanı olarak politikaya dahi karıştı.

Pele futbolu bırakalı 30 yıl oldu ama O hala bir ülkeye gittiğinde caddeler tıkanıyor ve sokaklar ''Kral'' için yeterli olmuyor, ya da katıldığı bir yayın istisnasız bir şekilde rayting rekorlarını kırıyor.

Pele ile ilgili Kısa ve Öz:

* Pele 1956′da 15 yaşındayken ilk kontratını Santos ile imzaladı. Aylık 10 dolara.

* Pele ilk kazandığı parayla annesine gazla çalışan bir fırın aldı, annesi Pele'ye çok teşekkür etti ama herkese bu fırını kullanamadıklarını bir sır olarak saklamalarını söyledi. Çünkü bulundukları bölgeye gaz hizmeti çok sonraları gelecekti.

* 1959′da Pele kendi rekorunu kırarak bir sezonda 129 gol kaydetti.

* 5 Mart 1961′de Pele ''Gollerin Golü'nü'' kaydetti, topu kendi ceza sahasında alan ''Siyan İnci'' bütün Fluminense takımını tek tek çalımladı ve hiç pas vermeden girdiği Flumimnense ceza sahasında golünü de kaydetti. Bu golün ardından yapılan özel plaket Pele'yi onurlandırmak amacıyla Rio de Janeiro'daki tarihi Maracana Stadyumu'nun girişine asıldı.

* Pele, Santos'u iki kez 1962 ve 63′te FIFA Kıtalararası Kulüpler Şampiyonası'na taşıdı. 1962′deki finalde Portekiz ekibi Benfica'yı 5-2 yenen Santos'ta Pele hat-trick yaptı.

* 1969′da Kolombiya'da yapılan maçta Pele hakemle girdiği tartışmanın ardından oyundan atıldı. Ancak Pele oyuna hemen geri alındı çünkü polis olayların çıkmasından korkmuştu.

* Pele 6 kez bir maçta 5′er gol kaytdetti. 30 maçta da 4′er gol kaydeden ''Siyah İnci'' tam 92 maçta da hat-trick yaptı.

* 1994-98 yıllarında Brezilya Spor Bakanlığı'nı üstlenen Pele, ''Pele Kuralı''nı hayata geçirmeye çalıştı ve Brezilyalı oyuncuların haklarını koruyan bu yasa 2001′de yürürlüğe girdi.

* Amatör bir müsizyen olan Pele, gitar çalıyor ve kendi yaptığı müzikleri kaydediyor.

* 1999′da Uluslararası Olimpiyat Komitesi, hiçbir Olimpiyat'ta yer almamış olmasına rağmen Pele'yi ''Yüzyılın Atleti'' seçti.

* Fransa'nın ünlü spor dergisi L'Equipe de Pele'yi ''Yüzyılın Sporadamı'' seçti.

* 1966′da Pele, Rose Cholby ile evlendi, ikili 1978′de boşandı, üç çocukları bulunuyor.

* Pele'nin çocuklarından Edinho babasının ayak izlerini takip etti ve Santos'da profesyonel olarak futbol oynadı ama tek bir farkla, Edinho kaleciydi.

* Pele 1994′te yeniden evlendi ve eşi Assiria Seixas Lemeos ile birlikte Joshua adından erkek ve Celeste adında kız ikizleri oldu.

* Pele'nin evlilik dışında da iki kızı bulunuyor.
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©
Teksas.org

25.8.09

Egemen Korkmaz'a

Tam tamına 6 yıl sana ekmek verdi bu camia… Bağrına bastı, hatalarına göz yumdu, olmadığından çok kral muamelesi yaptı…
Bizden biri saydık, para için ihanet etmez diye düşündük… Ama sen hepimizi yanılttın… Gerçek kimliğini, karaktersizliğini gösterdin hepimize… O sırtında taşıdığın 16 numara varya, ne Bursa’da iken ağırlığını bildin, ne de Bursa’dan giderken, ne de şimdi…
Bir daha o forma ile sahaya çıkma, kendini bizden biriymiş gibi göstermeye çalışma… Bursa’ya gelmemek için kartlar yedin, gelmedin… 6 yıl boyunca seni yokluktan alıp varlığa taşıyan bu camianın karşısına çıkmaktan korktun, yanlışlarının bilincindeydin…

6 yılı yok saydın.. daha dün gittiğin Trabzonspor’da herkesten çok Trabzon’lu gibi maçtan sonra deliler gibi tepindin, amigoluk yaptın… Farkında bile değilsin belki, sadece Bursaspor taraftarı değildi seni ayıplıyan… Bütün Türk futbol kamuoyu inanamadı gördüklerine… O Almanya’da yetişmiş, Türk örf ve adetlerinden uzak kalarak yetişmiş İlhan Mansız kadar şerefli olamadın…Bundan sonra da olamazsın zaten…

Bu yıl gelmemek için kaçtın ya… Bundan böyle gelmemek için ciddi nedenlerin olduğunu söylemekten çekinmiyoruz. Para için evlenmek; Egemen için!

Çocukluğumdan beri 6 yıL beğenerek izlediğim, Bursalı diyebileceğim tek insandın!..

Özkan Akyıldız, 17 Haziran 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan, kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
©
Teksas.org

Bu Eziyetin Adı Aşk


Halbuki böyle öğretmemişlerdi bize aşkı... Aslında kimse öğretmemişti ki ne ilkokul kitaplarında tanımı vardı aşk budur diye; ne de bir büyüğümüz karşısına alıp anlatmıştı bu aşktır diye... Zaten böyle de olması gerekiyordu; kimse anlatamazdı onu, anlatmamalıydı. O ancak yaşanarak öğrenilebilecekti.

Çoğumuz yaşadığımızı sanmıştık onu ilkokul veya lise yıllarında. Çok güzeldi, bitemezdi, sonu olamazdı. Ama günü gelmiş, bitmişti işte; hem de yaşanan herşeyi hiçe sayarak, bir çırpıda...

Bir de.. başka bir şey vardı içimizde; acayip bir şekilde bağlandığımız, hiçbir şekilde tarif edemediğimiz, başka hiçbir şeye benzetemediğimiz. Bütün aşklardan önce başlamıştı sanki; daha 4-5 yaşlarında babamın sayesinde, ''Teksas'' diye bir yerde... Üstelik diğerlerinden de çok farklıydı her yönüyle. Ölümüne sevsen de kayıtsızca, hiçbir karşılık bekleyemiyordun. Öyle tutkuluydu ki sevdan; hiçbir zaman, hiçbir yerde onu yanlız bırakamıyordun. Bazen Sivas oluyordu buluşma yeriniz, bazen Trabzon, Konya ya da Ankara... Ya da bazen, gözyaşlarıyla hatırladığın Sakarya'dan sonra; için kan ağlaya ağlaya gidiyordun Mardin'deki, Macunköy'deki randevunuza... Ama mekan, zaman, şartlar önemli değildi ki senin için... Ölümüneydi çünkü o, senin için, ölümsüzdü...

Ama neydi bunun adı? Böyle öğrenmemiştik biz halbuki, inerken Setbaşı'ndan Altıparmak'a, stada doğru, gördükçe yeşil-beyaz atkılı, formalı aşıkları.. biraz sonra ulaşacağın o ''mabedi'' her seferinde aynı heyecanla karşılamana ne demeliydi? Ya da; 20 yıllık hayatında yaşayabileceğin en büyük mutluluğun hayali, avuçlarının arasından kayıp giderken; atkını açarak, hıçkırıklar içinde ''Yeşille beyaz olsun bizim mezar taşımız'' diye haykırmak da neyin nesiydi?

Yok yok.. bunun adı aşk olamazdı. Ya da haklıydık belki de en başından beri; BU EZİYETİN ADI AŞKTI... (FTK 3-1 mağlup olduğumuz fener maçından sonra yazmıştım.)

Enes Kurtuluş, 16 Haziran 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan, kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.

24.8.09

Bir Maç Haftası


Yine bir gün okuldayız; dersler sıkıcı, zil çalsa tenefüse çıksak, arkadaşlarla maç muhabbeti yapsak, bizanslılarla dalga geçsek.. ve o müthiş an geliyor, zil çalıyor. İlkokul çocuğu gibi sınıftan hemen kaçıp çıkıyoruz. Arkadaşlarla bahçede toplanıp başlıyoruz muhabbete; soruyorlar, hafta sonu maça gidecek misin? diye.. Tabii ki evet ama, bir elimizi cebimize atıyoruz para yok. Akşam yalvarırım pedere, bursa aşkına bizanslılar dalga geçiyor maça gidemeyeceğiz diye, akşam olur dağılırız evlere..

Baba eve gelir, yalakalık başlar; ''hoşgeldin babacım nasılsın?'' falan filan.. Babam direk çakar davayı ''yine ne isteyeceksin bakayım'' ''şey baba.. nasıl desem bilemiyorum,'' en iyisi gevelemeden söylemek ''baba hafta sonu maç var, param yok. Bilet alacağım az bir yardım et şu garibe'' başlar nasihatler sonra yumuşar.. görür çünkü gözümdeki kararlılığı, Bursa aşkını.. ''Tamam hallederiz, ne zaman çıkıyor biletler?'' ''satışa bakayım perşembe ya da cuma baba'' ''Tamam ben hallederim, olur. Perşembe akşamı baba gelir eve ve bilet elinde. Küçük çocuk gibi sevinir bu garip. Ertesi gün okulda bizanslılara havamızı yaparız, biraz zor olsa da bu maça da gidebileceğiz.

Maç günü gelir telefonlar susmaz. ''nerede buluşuyoruz'' ya store önüdür buluşma mekanı ya da arap parkı. Buluşunca arkadaşlarla artık zaman qelmiştir. Mekanımıza Atatürk stadına, kapalıya girme zamanı.. kapılar açılır beklersin biraz, sonra içeri. Kimi merdiven üstü, kimi supporters tabii yaşlıysan eski teksas. Hoş yaşlı dediğime bakmayın; onlar bizden genç sayılır.

Ve çağırırsın tek tek futbolcuyu.. ilk ivankov sonra yavuz.. ardı kesilmez maç başlar ilk dakikalar goll yersin, kimin umurunda şova devam.. ilk yarı biter, çağır takımı tribüne; güvenini göster.. ikinci yarı başlar, takım çoşmus ve beklenen olur. Gol gelir ''güzeller içinden bir seni seçtim'' başlar bütün stad. Yer yerinden oynar. Takım o gazla durmaz bir tane daha gol atar ve işte asıl şov şimdi başlıyor.. Maç biter çağır takımı tribüne. Timsah şov, formaları atsınlar, tam soyunma odasına giderken ''büyük kaptan ortaya üçlü çektir tayfaya'' o futbolcuların arasından çıkar büyük kaptan, geçer orta noktaya ve 3 hareketle 1 2 3 bütün stad yıkılır. Sonra Altıparmak Heykel inler. Sonra herkes otobüse..

Eve geldin, ''maç kaç kaç'' '' 2-1 aldık baba''.. sesim gitmiş. Babam bendeki o mutluluğu görünce susar, sesini çıkarmaz... Bursaspor sevgisini qörmüştür bir kere gözümde...

Herkesin bu takıma bir borcu vardır; bu Bursaspor sevqisini miras bırakmalıyız evlatlarımıza...

Özkan Akyıldız, 16 Haziran 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan, kaynak gösterilmeden kullanılması yasaktır.
© Teksas.org

21.8.09

Henüz Vakit Varken

Henüz vakit varken gülüm
Bursam yanıp yıkılmadan
Henüz vakit varken gülüm
Stadım yerindeyken henüz
Bir hafta sonu, bahar aylarından birinde
Toplanmalıyız Arap Parkında,
buluşup girmeliyiz ATATÜRK Stadımıza
Ve haykırmalıyız omuz omuza...
Bursaspor aşkına!
Henüz vakit varken gülüm
Tarih olmadan Çiçek Pasajı
Henüz vakit varken gülüm
Yürüyebiliyorken Altıparmak yollarında
Haydi durma, bas karış karış her toprağına
Henüz vakit varken gülüm
Evet henüz vakit çok geç olmadan
Koş mabedine doğru
Dinle kaldırımları, duvarları, taşlı park yollarını
Orada bir ağacın altında
Söylemeliyim Bursasporumun en güzel marşlarını sana
Sonra da ıslıkla bir beste çalarak
Gebermeliyiz bahtiyarlıktan
Ve inanmaMAlıyız insanlara...
Affet beni büyük üstadım ama
Dürüstlük can çekişiyor bu zamanlarda!
Aysun Davulcu, 15 Mayıs 2009
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan,
kaynak gösterilmeksizin kullanılması yasaktır. ©
Teksas.org

Kızma be Annem

Kızma be Annem..

Tamam be anne bana para vermiyor Bursaspor ama arkadaslık, kardeşlik veriyor, dostluk sunuyor bu çocuğuna. Bir sürü kardeşi, abisi var bu çocuğunun burada. Onlar beni burdakiler gibi zile basıp çağırmıyorlar tamam ama bizim yüreğimiz bir. Biz her gece uykudan önce buluşuyoruz sen eve son haliyle bakarken. Hep beraber Bursaspor'a gidiyoruz, gülüyoruz, eski günleri düşünüyoruz. Gülme be anne biz farklıyız sokaktakinden. Bizim aşkımız yeşil beyaz kokuyor.
Yalan değil anne. Biz dövüşüyoruz. Hemde ölümüne. Ama merak etme! Abilerimiz tam düşecekken tutuyor kolumuzdan. bazen polisler alıyor bizi ama kimse kimseyi bırakmıyor ki. Bazen senin içinde kavga ediyoruz Bursaspor'lu olmanın ruhuyla...

Mantık arama anne. Biz karşılıksız seviyoruz. Hemde öyle böyle değil. Stadta Yeşil Beyaz'ı görüyorum ya bazen ağlıyorum. Üzülme anne. O aşkı gördüğüm için, yalnız kalmadığım için ağlıyorum...

Ne olur kızma anne. Bazen yalan söylüyorum sana. Sonra ordan burdan burdan para bulup maça kaçıyorum. Eve gelince diyorsun ''maça mı gittin?'' diye. Ben ''hayır'' derken açığı veriyorum. ''sesin kısılmış" diyorsun. Sonra ne söylesem çare olmuyor..
Fırsat oldukça deplasmanlara gidiyoruz. İnanılmaz eğlenceli geçiyor. Merak etme aç kalmıyorum. Deplasmandan puanla dönünce harika sohbetler başlıyor o kısık seslerle. Puan alamayınca zaten insanın ne konuşası geliyor nede nefes alası...

Off anne off şimdi başımızda, daha doğrusu tribünde bazılar var olan bir kendi aramızda kavga müsvettesi varki sorma. Senin çocuğunun sevdsının üstüne karabulut gibi çöktü. Git diyoruz gitmiyor.Bütün değerlerimiz ayaklar altına aldı Yeter diyoruz dinlemiyor...

Neyse anne... Hadi ben maça gidiyorum. Merak etme! Paramı dikkatli kullanırım, fazla terlemem. Sağa sola bulaşmam. Hadi hoşçakal...

Burak Ulga, 31 Ağustos 2008
İnadına Teksas fanzin komitesi ve yazarının izni olmadan kullanılması yasaktır.
Teksas.org

Share

Twitter Delicious Facebook Digg Stumbleupon Favorites